İçeriğe geç

Kutuplaştırmak ne demek TDK ?

Kutuplaştırmak Ne Demek TDK? Bir Kavramın Kalbine Yolculuk

Bazen bir kelimeyi duyarsınız, sık sık haberlerde geçer, sosyal medyada yankılanır ama aslında tam olarak ne anlama geldiğini bilmezsiniz. “Kutuplaştırmak” da böyle bir kelime. Siyasetçiler, gazeteciler, hatta komşular bile bu sözcüğü kullanır ama herkesin aklında farklı bir resim vardır. Ben de bu merakı paylaşan biri olarak, hem TDK’nin tanımına, hem de bu kelimenin insan hayatındaki izlerine doğru bir yolculuğa çıkmak istedim. Çünkü bazen bir kelimeyi anlamak, dünyayı anlamanın ilk adımıdır.

Kutuplaştırmak Ne Demek? (TDK Tanımıyla Başlayalım)

Türk Dil Kurumu’na göre “kutuplaştırmak”, “bir topluluğu karşıt düşünce, inanç ya da çıkar gruplarına ayırmak, karşı karşıya getirmek” anlamına gelir.

Yani kutuplaştırmak, insanları “biz” ve “onlar” diye iki ayrı kampa bölmektir.

Fizikteki kutuplardan (artı ve eksi) türemiş bu kavram, toplumda da benzer şekilde zıt uçların oluşmasını anlatır.

Kelimede bir gizli tezat vardır: Kutuplaşma, aslında yakınlık ihtiyacının yanlış yönlendirilmiş hâlidir. İnsan, bir gruba ait olmak ister; ama bazen bu aidiyet, diğerine mesafe koyarak tanımlanır.

Verilerle Kutuplaşma: Dünyanın Aynasında Türkiye

Kutuplaşma, sadece bir ülkenin meselesi değil; küresel bir dalga.

Pew Research Center’ın 2023 raporuna göre, Amerika’da son 20 yılda siyasi kutuplaşma %37 oranında artmış. Avrupa’da da benzer bir eğilim var; Almanya, Fransa ve İngiltere’de toplumun üçte biri “karşı görüştekilerle konuşmanın anlamsız” olduğunu düşünüyor.

Türkiye’de de benzer bir tablo var. KONDA’nın 2022 araştırması, seçmenlerin %70’inin “farklı siyasi görüşte biriyle evlenmek istemediğini” gösteriyor.

Yani kutuplaşma, sadece düşüncelerimizi değil, duygularımızı da yönetmeye başlamış durumda.

Ama bu soğuk verilerin ardında sıcak hikâyeler var.

Bir Mahalle, İki Kahvehane: Kutuplaşmanın Günlük Hali

Bir Anadolu kasabasında, yan yana iki kahvehane düşünün.

Biri “Bizimkiler”in kahvesi, diğeri “Onların”.

Sabahları aynı minibüse biniyorlar, aynı bakkaldan alışveriş yapıyorlar ama oturdukları sandalyeler, içtikleri çay bile farklı.

“Bizim kahvede konuşulanlar” başka, “Onların kahvesinde dönen muhabbet” bambaşka.

İşte kutuplaşmak budur: Birlikte yaşarken ayrı düşmek.

Bir kelimeyle, bir sembolle, bir parti rengiyle araya görünmez bir duvar örmek.

Ve bu duvar, beton değil — algıdan, korkudan, önyargıdan yapılır.

Kutuplaştırmanın İnsan Üzerindeki Etkisi

Kutuplaşma, sadece fikir ayrılığı değil; empati eksikliğidir.

Bir insanın neden farklı düşündüğünü anlamaya çalışmamak, onu ötekileştirir.

Psikolog Jonathan Haidt, “The Righteous Mind” kitabında şöyle der:

> “İnsanlar önce hisseder, sonra düşüncelerini duygularına göre şekillendirir.”

Yani kutuplaşma, akıldan önce kalbi hedef alır.

Bir taraf “haklıyım” derken, diğer taraf “duyulmuyorum” hissine kapılır.

Ve sonunda kimse birbirini dinlemez; herkes kendi yankı odasında konuşur.

Veriler de bunu doğruluyor: Oxford Internet Institute’un 2024 analizine göre, sosyal medya algoritmaları kutuplaşmayı %25 oranında artırıyor. Çünkü sistem, bizi benzer düşünenlerle buluşturuyor; farklı düşünenlerden uzaklaştırıyor.

Kutuplaşmayı Aşmak: Ortak Hikâyelerin Gücü

Ama iyi haber şu: Kutuplaşma bir insan ürünü ise, çözümü de insanda.

Yani yeniden ortak hikâyeler anlatmak mümkün.

Bir köydeki su kuyusu, bir mahallenin iftar sofrası, bir şehrin futbol sevgisi…

Bunlar kutuplaşmayı eriten şeylerdir. Çünkü ortak duygular, farklı düşüncelerden daha güçlüdür.

Kutuplaştırmak, bir kelime olarak ayırır; ama anlatmak, birleştirir.

İnsan hikâyeleri, her yerde aynı dili konuşur: merhamet, mizah, umut.

Sonuç: Bir Kelimeden Fazlası

TDK’nin tanımıyla başlayan bu yolculuk, bizi insana götürdü.

Evet, kutuplaştırmak “ayırmak” demek. Ama farkındalıkla yaşandığında, bu kelime “birleştirmenin” önemini hatırlatır.

Çünkü kutuplar zıt olabilir, ama dünya eksenini o kutupların dengesiyle döndürür.

Birlikte Düşünelim:

Sizce sosyal medyada mı, yoksa günlük hayatta mı daha fazla kutuplaşıyoruz?

Bir sohbeti “kutuplaşmadan” sürdürebilmek için siz neler yapıyorsunuz?

Aynı fikirde olmadığınız biriyle en son ne zaman gerçekten konuştunuz?

Yorumlarda paylaşın — çünkü konuşmak, hâlâ kutuplaşmanın en güçlü panzehiri.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

beylikduzu escort beylikduzu escort avcılar escort taksim escort istanbul escort şişli escort esenyurt escort gunesli escort kapalı escort şişli escort
Sitemap
403 Forbidden

403

Forbidden

Access to this resource on the server is denied!